19 Şubat 2009 Perşembe

*İlk gün izlenimleri*

***Şu feleğin işine bak! Tam 1 hafta önce bugün işe alındığımı öğreniyorum şu anda masamda oturmuş ağrıyan boğazımı yumuşatmak için ıhlamur içiyorum bir yandan da bloguma yazıyorum.***

Herneyse efendim,dün işteki ilk günümdü.23 yaşına kadar anacığının babacığının kuzusu olan ben dün belki de hayatımı şekillendirecek bir döneme girmiş bulunmaktayım.Şaşkınım,mutluyum,daima yüzümde koca bir gülümsemeyle ama zaman zaman da etrafa boş gözlerle,şıkır şıkır takım elbisesi-tıkır tıkır topuklu ayakkabıları ve ışıl ışıl makyajıyla ortalarda gezinen bir tiptim dün.Açıkçası ofisimdeki insanların bakışlarından anladığım kadarıyla ve bazılarının bunu direkt yüzüme söylemeleriyle ortama ışık saçtığım gibi bir düşünce hakim.Bakalım ilerde neler denicek hahaha :):):)
Çok zor bir gün değildi.Önce masamı temizledim.Bilgisayarımı yerine yerleştirdim.nasıl süsledim masamı bir görseniz:) ve yavaş yavaş işimi öğrenmeye başladım.Ufak pratiklerle pekiştirmeye çalışıyorum.Öğlen yemeğe beni müdür yardımcım davet etti.Bana akıl fikir verdi azıcık.Çok işime yarayacağını düşünüyorum.Bu ayrıntılardan bir ara bahsedicem.Değişik değişik tipler var.Adapte olmak inanılmaz zor.Bu arada servisim de var işte bu çok çok süper!!!

Şimdilik bu kadar anlatabiliyorum.
Malum iş güç ;)
Sevgiler

16 Şubat 2009 Pazartesi

Müjde Müjde Size :)

Ben İşe Girdim !
Hem de Hem de Hem de Kamuya :)

Yani artık ben 657' ye 4/b li bir kamu personeliyim :)

İş yok güç yok diye yakınırken kendimi bir anda işe giden bir yandan da yüksek lisansını bitirmeye çalışan bir cadı olarak buldum :)

Hazırlanması gereken evraklar,koşuşturmacalar,inanılmaz kalp çarpıntıları,durup durup kahkaha atmalar,yehuuuuuuuuu çığlıkları,napıcam ben ya- devlet memuru ciddiyetini nasıl kaldırıcam iç sesleri,alışveriş alışveriş alışveriş{ hayatımda ilk kez takım elbise aldım ben :p}...

Eveet işte Çarşamba günü hayırlısıyla işe başlıyorum ben.

İnanın bunu çok istemiştim.Birkaç denemem şanssızlıkla sonuçlanınca artık vazgeçmiştim.

Ama neyse ki umutlarım uyumamış vazgeçmemiş :)



Darısı tüm iş isteyenlerin,işe ihtiyacı olanların başına olsun!!

!!Mutlu Günler!!



Öğrendiğim günden beri bu şekildeyim :)

15 Şubat 2009 Pazar

Üşengeç kızdan toplu postlar :)



Dikkat Dikkat :)

Ne diyeceğimi bilmiyorum.Uzunca bir zaman bloguma giremeyişimin oldukça mühim sebepleri var efendim.Hem de çok güzel sebepler.Blogumla ilgilenemediğim süreçte her zaman olduğu gibi çoğunuzun blogunu takip etmeyi bırakmadım haa :) ben yazamasam bile sizleri okumayı asla bırakmam.Sizler bana çok büyük şanslar getirdiniz.Hepinize içten kocaman sarılıyorum.


Eveeeet gel gelelim diğer konular { en mühim haberimi sonraya saklıyorum}


1. Ceyda'nın Bahçesi beni bu ödüle layık görmüş.Biliyorum herkesi birileri bu ödüle layık görüyor bu aralar :) ne mutlu hepimize.Bana her zaman güzel dileklerde bulunan,sıcaklığını hissettiren CEYDA'ya çok teşekkür ediyorum.Sevincim resmen katmerlendi bu sayede :)



Ben buradan bütün izlediğim takip ettiğim bloglara ödül veriyorum.Ayrım yapamam bu mümkün değil... :)





2.Malum şubat ayı denince herkes "Sevgililer Gününe" bir odaklanır.Ancak şöyle bir gerçek var ki mutlu,huzurlu,sağlam temeller üzerinde,güven ve saygıya dayalı ilişki yaşayan bütün çiftler için zaten hergün sevgililer günü.Nitekim ben çok fazla önem vermiyorum bugüne.Mühim olan huzur bozulmasın güven sarsılmasın..yüzümüz hep gülsün.Sevdiceği olan herkes mutlu olsun.





Hayatımı değiştirecek olan müjdeli haberim bir sonraki posta kaldı.Çok acil bir işim çıktı hemen gitmem lazım....
Herkese Sevgiler...

6 Şubat 2009 Cuma

Bir gülümseme..Bir selamlaşma çok uzaklardan...İşte HEDİYElerim :)

*Önce bir nazar boncuğu*
Ve ardından

Küçük bir çocuk gibi güne başladım bu sabah.Salıncakta İki Kişi'nin 14 Şubat Sevgililer Günü için gerçekleştirdiği Hediye Çekilişinde kazandığım hediyelerim cicilerim bu sabah geldi.İlk önce ne yapacağımı şaşırdım.Yüzümü bir gülümseme doldurdu,kalbim pırpır etti ve yatağımın üstüne oturup paketi elime aldım.Hediyelerin önceden ne olduğunu bildiğim için tahmin etme yoluna gitmedim ama açmadığım her saniye daha bir heyecanlandırdı beni.Paketi açtıkça içinden pembe sevinçler çıktı.Çok mutlu oldum.Tüm günüme yayılan bir mutluluk.TE-ŞEK-KÜR-LER BANU!!!!!!!!



1# Çok uzaklardan mutluluk getiren paket



2#Şöyle bir serdim hepsini.Gözüm gönlüm açıldı


3# Buzdolabı magnetim

4#Newyork Kartlarım...



5# Vanilyalı Kokum.Bayıldımmmmm.





6#Mini Rujlarım..

7# İşteeeeee Sally Hanson Dişleri Daha beyaz gösteren Rujum :)



8#El yapımı Sevgililer Günü Kartım..Bunu sevgilime vereceğimi sanmıyorum :)))



9#Süpris olan hediyem işte bu pembiş pembiş parlayan küpeler



10# Ve son olarak içindeki Banu'nun sıcacık dilekleri :))))))) Yehuuuuuuuu..

Herkese Bol Neşeli Bol Sevinçli Günler...

4 Şubat 2009 Çarşamba

Sine-vizyon {The Curious Case Of Benjamin Button}

*Fragmanını gördükten sonra izlemek için can attığım bir film var.Belki çoğunuz duymuşsunuzdur adını.Brad Pitt, Cate Blanchett ve Tilda Swinton’ın başrollerini paylaştığı, 6 Şubat’ta seyirci ile buluşacak olan “The Curious Case of Benjamin Button” (Benjamin Button’ın Tuhaf Hikayesi).Bu film en iyi film,en iyi erkek oyuncu, en iyi yönetmen, en iyi yardımcı kadın oyuncu ve en iyi uyarlama senaryo da dahil olmak üzere tam 13 dalda aday gösterildi. Filmin yönetmeni David Ficher,senaryo yazarı ise Oscar ödüllü senarist Eric Roth.

*Filmde,seksenli yaşlarında doğup, geriye doğru yaşlanan bir adamın hayatı anlatılmaktadır ki bu adam Brad Pitt !dir...Her yaş görüntüsünü Brad Pitt bizzat kendisi canlandırmış.Bazı sahnelerde yalnızca kafa görüntüsü farklı vücutlara monte edilmiş.Film 2 saat 45 dk sürüyor.Her dakikasını zevkle izleyeceğime dair beklentilerim var.

{Eğer daha fazlasını bileyim diyorsanız buyrun efendim filmin özetine : http://tr.wikipedia.org/wiki/The_Curious_Case_of_Benjamin_Button_(film) }

Ve tabi filmin fragmanı .....

Üşendim bak!

Çok boşluyorum blogumu.Nete girdiğimde teker teker izlediğim blogları takipe geçiyorum.Okurken mutlu oluyorum.Kendimden parçalar buluyorum.Ancak,kendi blogumla ilgilenme konusunda son derece üşengecim.Aklıma gelen,hah işte bloga yaziyim dediğim çoğu şeyi 2dk sonrasında unutmuş oluyorum {Decaflatte-nilüfer abla tıpkı senin gibi}
Ama tabi keşke bu üşengeçlik yalnızca blog yazma konusunda olsaydı.Sabahları geç kalkmaya devam!!! Uyandıktan sonra yataktan kalkmaya-kahvaltı hazırlamaya üşeniyorum.Kahvaltıyı bitip ortalığı toparlıyorum hadi bir şekilde.E peki şimdi sırada ne var?Tabiiki de ders..Ben napıyorum.Yine ve yine ü-ş-e-n-i-y-o-r-u-m.Hadi diyelim bütün işleri bitirdim kahvemi aldım elime oturdum dersin başına.Topu topu 1-1,5 saat çalıştıktan sonra boş boş kitaba baktığımı farkediyorum.Ya hayallere dalmış oluyorum ya da cidden uykum gelmiş oluyor{ zaten geç kalkıyorum ne uykusu bu böyle?} Noluyor bana böyle anlamış değilim.Öyle bir yapıştı ki üstüme atamıyorum.Ne yapmalı?Nasıl aydınlatmalı insan kendini?? Sadece derse değil hayata motive olabilmek için en güzel yollar nelerdir sizce?....


*Bu arada blogumun isminin kaynağı olan Zardanadam şarkısını niye bugüne kadar sizlerle paylaşmadım ki?
*Tüm zorluklara rağmen,bütün inadıyla hayata sıkı sıkıya bağlanmaya çalışan,ufak gülüşlerde can bulan,azıcık güneş ışığında bile ısınan herkese gelsin..
Zardanadam*Hepsi Hepsi Hayat Nasıl Olsa !


kimse bilmez neden böylesin diye
kimse sormaz neden sustun niye
niye döndün sırtını herkese
ne olacak senin bu halin böyle
geçmez günler unut kendini
bu hayat zor var mı çaresi
boşver gitsin rüzgarlar essin
sana da bütün insanlar gibi
günlerin kötü geçiyor
umudun yok soranın yok
sorunun çok isteğin yok gelenin yok yorgunsun çok karışık kafan
unut herşeyi
sorgulama boşalt içini
uyan artık geriye bakma
hayat kısa durma orda
geçmez günler unut kendini
bu hayat zor var mı çaresi
zaman aksın hızına bakma seni dinlemez nasıl olsa
bırak aksın seni de götürsün
hepsi hepsi hayat nasıl olsa
doğan güneş seni çağırır
gidemezsin ayakların bağlıdır
bilemezsin yarın ne olur
göremezsin gözlerin kapanır
çözemezsin sorunlarını
öylece kalırsın
geçmez günler unut kendini
bu hayat zor var mı çaresi
zaman aksın hızına bakma
seni dinlemez nasıl olsa
bırak aksın seni de götürsün hepsi hepsi hayat nasıl olsa


Hayatın Tadını Çıkarabilmek Ümidiyle...
Üşenmeden,kaçmadan,hayatı zorlayarak...