26 Nisan 2009 Pazar

Peki ya hayat?

İşten ve yüksek lisans derslerinden bana kalan kısıtlı zamanlarda yaptığım en istekli en doyumsuz eylem okumak.heryerde her fırsatta.kimi zaman dalıp gitsem de yine benim tek kurtarıcım.Bu aralar Khaled Hosseini'nin "Uçurtma Avcısı" nı okuyorum büyük bir iştahla.

#Sırada Türkan Saylan'nın hayatının yer aldığı "At Kız".
#Ardından Nihat Behram "Darağacında Üç Fidan
#Ardından Yunan ve Roma Mitolojisi.


#Martıyı daha önce okumuş olmama rağmen tekrar ve tekrar okudum.
#"Peanuts" defterim yeni.çok severek aldım ama ne için kullancağıma karar veremiyorum.(sanki ders notu tutarsam yazık edecekmişim gibi geliyor o yüzden öyle boş boş duruyor)
#ve tabiiii en sonda en ihtişamlı kabusum SPSS ödevlerim :)) yap yap bitmek bilmez-sayılar rakamlar hipotezler yorumlar!neyse ki şunun surasında 12 Mayısta yüksek lisans derslerim bitiyor.Artık ondan sonrası allah kerim tez önerisi vermem gerekecek.oralara hiç girmiyorum.

#Uzun zamandır bahsetmek istediğim ancak şartların uygun olmadığı bir döneme denk geldiği için boynu bükük olan "İlk Maaşım ile aldığım canım Ayakkabım". :))) daha doğrusu ilk maaşımı harcadığım ilk şey hihihi :)

Markası :Charles&Keith

#Bunlarda bana bayram günlerini anımsatan siyah-rugan fiyonklu babetlerim.(Hala ilk maaş :))

Markası : İtalyanca bişi.


#İlk maaşa devam iki ayakkabı daha :) Gri-Pembiş babetlerim süet-deri.Henüz hiç giyilmediler.Öyle bebek gibi kutuda beni bekliyorlar.Havalar azıcık daha ısınsın diye bekliyorum.
Mavi ayakkabılar aslında petrol mavisi demek daha doğru olur sağdaki resimde farklı çıkmış rengi ama soldaki gerçek rengi.

Gri-Pembe'nin Markası : O da italyanca bişi.
Mavi'nin Markası : Zara.

#Kokularıyla hissettirdikleriyle biraz olsun beni iyi eden güzel şeyler! Hindistancevizli duş kremi/peeling/body butter.*Vanilyalı duş jeli/body lotion/ve body mist.*White musk body lotion/ve body mist.bide japon kirazı mıdır nedir onun body butterı :) [canım babam'ın hediyeleri]


#Spora yazıldım.Haftaiçi iş çıkışında ve haftasonları gidiyorum.1 buçuk saat fitness programından sonra eğer ki halim olursa havuzda biraz cıp cıp oynuyorum:) ardından da saunaya giriyorum.Kahrolsun selülitler toksinler!! Duşumu alıp eve geliyorum."Nivea goodbye cellulite" krem ve selülit bandı aldım.sürünüp duruyorum.*bir gün koşu bandında koşarken serdar ortaçtan "sana değmez" şarkısı çalıyordu.nasıl hırs yapmışsam acaip arttırmışım aletin hızını.deli gibi koşuyorum ama nasıl!.O*nu hatırlıyorum.Serdar sana değmez diye bağırdıkça ben bir kez daha hızlandırıyorum.çok fena çok !
55-54 kilo civarındayım.Hedef :48-49!
Ha gayret!

Huzur-suz- gülümsemeler.


Büyük bir çabayla orasından burasından çekiştirerek hayatı yaşamaya çalışıyorum günlerdir.Neyi yapıyorsam yapayım hep içimdeki kocaman boşluk bana eşlik ediyor.Ben o boşluktan kaçmak için fırsat kollarken bir bakıyorum benden önce yerleşivermiş-yüzünde inatçı ve alaycı bir gülümsemeyle- beni oracıkta bekliyor.Ah!diyorum yine mi sen? Gece uyurken seni yatağın dışına itmiştim ne işin var rüyamda?Sabah uyanıyorum.Sancılı bir nefes darlığıyla.Boş gözlerle tavana bakıyorum.Giyinip süslenip hiçbirşey yokmuşcasına işe gideceğimi düşünüyorum.Birkaç saniyeyi ne giysem acaba Saçımı toplasam mı açık mı bıraksam? içsesleriyle geçiştirdikten hemen sonra bir de bakıyorum ki o koskoca boşluk yine karşımda.Giyinsem süslensem,evden çıkıp temiz havayı içimse çeksem,güneşi selamlasam en masum gülümsememle neye yarar?O*nu göremedikten sonra...Uyanmış mıdır acaba?Yüzünü mü yıkıyordur şu an?Hani benim şu en güldüğüm yüz yıkama stiliyle?kafasını musluğun altına sokup sağa sola çevirerek!!! yüzünü yıkarken aklına geliyor muyum acaba?Gözünden akan yaşları kendinen bile saklarcasına yüzünü yıkamaya devam mı ediyodur?

Ben kalktığımda nefes alamıyorum.Ayrıldığımız günden bu yana istisnasız her gece rüyamda.Kimi görüyorsam göreyim rüyamda bir anda O*na dönüşüveriyor yüzü.{yemin ederim herkes bir anda o oluyor.}


böyle seviyorum sanırım.beni üzen beni aldatan{en azından aldatmaya yeltenen} bana kötü davranan O*nu hala bütün sıcaklığımla seviyorum.

*8yılımız geçti.Lise1' gidiyordum ben O*ysa Lise2.beni deli gibi seven bir çocuktu.bunu biliyordum.Öğrenci servisinin en arka koltuğunda otururken ilk kez gözgöze gelmiştim onunla.O biraz uzaktaki servisteydi.Dünya benim için ilk kez o gün durmuştu.O günden sonra zaten bir tek O*nunla döndü.*8sene önce kalbimi ona öyle bir teslim etmişim ki şu dünyada ki hiçbir güç onu sevmeme engel olamıyor.kendisi bile...

Ben onu bıraktım.Çünkü beni asıl terkeden kendisiydi.Başkalarına karışmak isteyen kafası darmadağın olan yine kendisi.Kimilerinin deyişiyle "gözü dışardaydı".Küçük yaştan bu yana birlikte olmanın dezavantajıydı bu yine o kimilerine göre.Bir erkek 8 sene aynı kızla çıkamazdı galiba!? Evlensek mutlu olamazdık biz o kimilerine göre!!!!Ben sadece sustum.İşte o kimilerinin ağızlarının ne kadar laf yaptığını gördüm.Sevdiğimin beni bütün bunlarla başbaşa bıraktığını gördüm."Evlenicek adam değildi zaten o!!!!!" diyenlere sadece sustum.

bitmesi gerektiğini söylediğimde de herşeyi kabullendi.korktu.çaba sarfetmedi hayallerimizi kurtarmak için.Hiç kimseye söylemedim ama O*nu karşıma almış zoraki bitirme sözcükleri gevelerken karşısında hep gözlerine bakmaya çalıştım O*ysa gözlüğünü çıkarmaya tenezzül bile etmedi{bilmiyorum belki o da dayanamıyordu}.Bana gitme! deseydi gitmezdim.Aşkımı,çocukluğumu,ilk gençliğimi,anılarımızı,hayallerimizi,geleceğimizi,evimizi,yatağımızı,çocuklarımızı,uykularımızı oracıkta öyle bırakıp GİTMEZDİM.

Ama ben gittim.

Şimdi içimde o kocaman inatçı ve alaycı boşluk,kimselere laf söyleyemeyen dudaklarım,

Yüzümde Huzursuz bir gülümseme.

4 Nisan 2009 Cumartesi

bir çocuk sevmiştim.


Ah benim örselenmiş incinmiş karanfilim


Bir sessiz çığlık gibi kırmızı masum narin


Bu ürkek bu al duruş söyle neden bu vazgeçiş


Ne oldu ümitlerine bu ne keder bu ne iç çekiş

Sen ki özgürlük kadar güzelsin, sevgi kadar özgür
O güzel başını uzat göklere, gül güneşlere gül

Kırılma, küsme sen yine bir şiir yaz


Çok değil inan az kaldı az


Bu kadar erken susma biraz bekle


Ağlama, ağlama gül biraz